Sözcükte anlam, bir kelimenin ya da kelime grubunun taşıdığı anlamdır. Kelimenin bağlamı, kullanımı ve etimolojisi, sözcükte anlamı belirleyen faktörler arasındadır.
Bir kelimenin anlamı, sözlükteki tanımı ile sınırlı değildir. Kelime, farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir. Örneğin, “göz” kelimesi, bir organı ifade edebildiği gibi, “bir nesneyi dikkatlice incelemek” anlamında da kullanılabilir.
Sözcükte anlam, dilin anlambilim ve sözdizim kuralları çerçevesinde kullanımı da belirler. Bu nedenle, bir kelimenin anlamı, dilin yapısal özellikleri ve kullanımı ile birlikte ele alınarak anlaşılabilir.
SÖZCÜKTE ANLAM
Tek başına anlamı olan veya cümle içinde anlam kazanan ses topluluklarına sözcük (kelime) denir. Dilimizde her sözcüğün mutlaka bir anlamı vardır. Bazı sözcüklerin ise kullanıldıkları cümleye
göre birden çok anlamı olabilir. Bu tür sözcüklere çok anlamlı sözcükler denir.
Örnekler:
Evin her tarafına baktım ama anahtarı bulamadım | Aramak |
Üç çocuklu bir aileye bakıyor | Geçindirmek |
Çocuğum, sen derslerine bak | Uğraşmak |
Bahçedeki güllere ben baktım | Emek vermek |
Örnekler:
Aşağı kat daha sakin ve sıcak | Bir yere göre altta olan |
Emir, yukarıdan geldi | Yetkili kimse |
Aşağı yukarı elli yaşlarındaydı | Yaklaşık |
A) ANLAM ÖZELLİKLERİ
1. GERÇEK ANLAM
Bir sözcük söylendiğinde akla gelen ilk anlamına gerçek anlam denir. Kelimelerin sözlükteki ilk anlamlarıdır. Bu yüzden sözlük anlamı da denir.
Örnekler:
Karabaş, bir şeyin kokusunu aldı | Nesnelerden yayılan zerrelerin burunda uyandırdığı duygu |
Kör adama kimse yardım etmedi | Görme engelli |
Kitaplarını boş bir kutuya yerleştirdi | İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan |
2. YAN ANLAM (Müfredattan kaldırıldı.)
Bir sözcüğün gerçek anlamından kopmadan kazandığı yeni anlamlara yan anlam denir.
Sözcüklerin yan anlam kazanmasında gerçek anlamıyla görev veya şekil benzerliği etkilidir.
Örnekler:
Bu kokuyu annem de kullanır | Güzel kokmak için kullanılan esans |
Kör makasla kumaşı kesmeye çalışıyor | Keskinliği yeterli olmayan |
Bugün boşum, hiç işim yok | İşi olmayan |
3. MECAZ ANLAM
Bir sözcüğün gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak kazandığı yeni anlama mecaz anlam denir.
Mecaz anlamlı sözcükler genelde soyut anlam kazanır.
Örnekler:
Ortalıkta savaş kokusu vardı | Belirti, işaret |
Olaylara karşı kör ve sağırdır | Duyarlılığını yitirmiş |
Boş sözlerle beni oyalamayın | Bir işe yaramayan |
Örnekler:
Yazınız silik olduğu için okunmuyor | Gerçek |
Okuduğum romanın en silik karakteri Ersin’di | Mecaz |
Metindeki mecaz anlamlı kelimelerin altını çizdi | Gerçek |
Maçta hata yapınca teknik direktör genç oyuncuyu çizdi | Mecaz |
Dar elbiselerimi artık giyemiyorum | Gerçek |
Devlet dar gelirli ailelere yardım elini uzatmalı | Mecaz |
Bu çantalar çok ağır | Gerçek |
Sözlerim ona çok ağır gelmiş | Mecaz |
Evin önündeki duvar yıkıldı | Gerçek |
Haber duyunca adam adeta yıkıldı | Mecaz |
Ormanlarımız bir bir yanıyor | Gerçek |
Bu işi bitiremezsek yandık | Mecaz |
Yürümekten ayaklarım şişti | Gerçek |
Köprünün ayağına bomba koymuşlar | Yan |
Kuşların kanatları çok güzel tasarlanmıştır | Gerçek |
Uçağın kanadı hasar görmüş | Yan |
4. TERİM ANLAM
Bir bilim, sanat, spor veya meslek dalıyla ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan sözcüklere terim anlamlı sözcük denir.
Örnekler:
Tiyatro | Sahne, dekor, suflör, perde, oyun… |
Edebiyat | Kinaye, dörtlük, kompozisyon, münazara… |
Gök Bilimi | Samanyolu, Güneş, Ay, yıldız… |
Matematik | Karekök, küme, daire, basamak… |
Müzik | Nakarat, nota, sol anahtarı, metronom… |
Spor | Smaç, blok, penaltı, köşe vuruşu… |
Tıp | Anestezi, serum, bakteri, narkoz… |
Hukuk | Beraat, feragat, tahliye, şerh… |
Not: Bir sözcüğün terim anlamlı olup olmadığı kullanıldığı cümleye göre değişebilir.
Örnekler:
Doğru haber veren gazeteler de var | Gerçek anlam |
İki noktadan tek bir doğru geçer | Terim anlam |
Olaya bir de şu açıdan bakalım | Mecaz anlam |
İkizkenar üçgenin taban açıları eşittir | Terim anlam |
5. SOMUT – SOYUT ANLAM
Beş duyumuz olan görme, dokunma, tatma, koklama ve duymadan herhangi biri ile algılayabildiğimiz sözcüklere somut anlamlı sözcükler denir.
Örnekler:
Görme | Mavi, uzun, deniz, çiçek… |
Dokunma | Sıcak, soğuk, rüzgâr, yumuşak… |
Tatma | Acı, tatlı, ekşi… |
Koklama | Koku, parfüm, esans… |
Duyma | Ses, gürültü, müzik… |
Beş duyumuzdan hiçbiriyle algılayamadığımız sözcüklere soyut anlamlı sözcükler denir.
Örnekler:
İyilik, kötülük, kin, sevinç, öfke, umut, keder, özlem, bilgi, saygı, cesaret…
6. GENEL – ÖZEL ANLAM
Anlamca daha geniş kapsamlı olan sözcüklere genel anlamlı, anlamca daha dar kapsamlı olan sözcüklere ise özel anlamlı sözcükler denir.
Genelden özele doğru bir sıralama yaparsak kapsam daralır:
• Gezegen – Kıta – Ülke – Bölge – İl – İlçe – Mahalle – Sokak
Özelden genele doğru bir sıralama yaparsak kapsam genişler:
• Papatya – Çiçek – Bitki – Canlı – Varlık
7. NİCEL – NİTEL ANLAM
Kavramların sayılabilen, ölçülebilen, azalıp artabilen özelliklerini gösteren sözcüklere nicel anlamlı sözcükler denir.
Örnekler:
»Binadaki dairelerin oldukça geniş odaları var.
» Okul, yüksek binaların arasında kalmış.
» Sırtında ağır bir çantayla yürüyordu.
» İşyerime yakın bir ev satın almak istiyorum.
Kavramların nasıl olduğunu, niteliğini gösteren; sayılamayan, ölçülemeyen bir özelliği ifade eden sözcüklere nitel anlamlı sözcükler denir.
Örnekler:
» Güleç yüzüyle çevresine neşe saçıyordu.
» Okula yırtık ayakkabılarla gidiyordu.
» Kırmızı bir elbise satın almış.