Canlıların en küçük birimi gözle görülemeyecek kadar küçük ama görevleri çok büyük olan hücrenin neye benzediğini hiç düşündünüz mü?
Peki fotoğraftaki oyuncağı tanıdınız mı? Minik parçalardan oluşan bu oyuncakla neler yapabilirsiniz?
Yap bozdaki şekli oluşturan parçalar gibi vücudumuzu da oluşturan birimler vardır. Ancak vücudumuzdaki bu birimler gözle görülemeyecek kadar küçük yapılardır. İşte bu yapılara hücre denir.
Yani canlının en küçük yapı birimi hücredir. Hücreler öylesine küçük birimlerdir ki bu birimleri büyüteçle bile göremeyiz. Bunun için mikroskoba ihtiyaç duyarız.
Mikroskopla canlıları inceleyen ilk kişi
Mikroskopla canlıları inceleyen ilk kişi Antoni van Leeuwenhoek (Anton van Lövenhuk) ‘tur. Leeuwenhoek 17. yüzyılda yaşamıştır ve asıl mesleği kumaş alım satımıdır. Kumaşları incelemek için merceklerden yararlanmış, merceklere olan ilgisi giderek artmıştır. Boş zamanlarında mercekleri kullanarak daha çok büyütme yeteneğinde olan ve adına mikroskop denilen bir alet geliştirmiştir. Bu sayede nesneleri 270 kata kadar büyütmeyi başarmıştır.
Leeuwenhoek gölden aldığı suyun bir damlasını incelediğinde kendisini bambaşka bir dünyada bulmuştur. Burada gördüğü çok sayıda küçük canlı onu şaşırtmıştır. Leeuwenhoek’un bu keşfine kadar bir hücreli canlıların varlığından kimsenin haberi yoktu.
Leeuwenhoek ile aynı yüzyılda yaşayan diğer bir bilim insanı da Robert Hooke (Rabırt Huk) ‘tur. İngiliz bilim adamı olan Robert Hooke 1665 yılında şişe mantarıyla yaptığı çalışmalarda (ölü mantar dokusunda) boş odacıklar olarak keşfetmiştir. Bu odacıkların her birine hücre adını vermiştir. Robert Hooke hücre terimini kullanan ilk bilim adamı olarak tarihe geçmiştir.
Daha sonra Mathias Schleiden (Mathias Şlayden) ve Theodor Schwan (Teodor Şvan) 1838-1839 yıllarında yaptıkları mikroskobik gözlemlere dayanarak bitki ve hayvanlarında hücrelerden oluştuğunu öne sürdüler ve bugün hala geçerliliğini koruyan hücre teorisini kurdular. Bundan sonra Rudolf Virchow (Rudolf Virkov) hücrelerin kendinden önceki hücrelerin bölünmesiyle meydana geldiğini açılamıştır.
Mikroskobun bulunuşu ve tek hücreli canlıların keşfi biyolojide büyük gelişmelere yol açmıştır. Günümüzde de yeni teknolojiyle geliştirilen araçların kullanılması bilinmeyen bu dünyanın kapılarını bize açmaktadır.