Dünyanın şekli konusunda bilim insanlarının öne sürdüğü fikirleri değerlendirelim. Bulutsuz bir günde gökyüzüne baktığımızda Güneş’i, gece ise Ay ve yıldızları görürüz. Güneş, Dünya, Ay ve bütün yıldızlar uzay adı verilen sonsuz bir boşluk içinde bulunmaktadır. Günümüzde Güneş, Dünya ve Ay’ın küreye benzediğini biliyoruz.
Dünyanın Şekli ve Ay’ın Şekilleri Hakkında Görüşler
Dünyanın şekli ile ilgili görüşler tarihin derinliklerine kadar uzanır ve birçok tartışmayı da beraberinde getirmiştir. Günümüzde, dünyanın şekli ile ilgili tartışmalar genellikle iki görüş arasında geçmektedir: dünya düzdür veya dünya küreseldir.
Dünya düzdür görüşü, tarihsel olarak en eski görüşlerden biridir ve antik çağlardan beri var olmuştur. Bu görüşe göre, dünya düz bir disk şeklindedir ve güneş, ay ve yıldızlar da disk üzerinde hareket eder. Bu görüş, dünya üzerindeki gözlem ve deneylerle çelişir ve bilimsel olarak yanlıştır.
Dünya düzdür teorisi, tarihsel olarak bazı dini liderler ve kiliseler tarafından desteklenmiştir. Özellikle, Orta Çağ döneminde, Kilise’nin dünya düz teorisini savunması ve bu teoriye karşı çıkanların aforoz edilmesi gibi olaylar gerçekleşmiştir.
Örneğin, 4. yüzyılda yaşamış olan St. Augustine, dünya düz teorisine destek vermiş ve teorinin kutsal yazılarla uyumlu olduğunu savunmuştur. Benzer şekilde, 6. yüzyılda yaşamış olan İskenderiyeli Kyrillos, dünya düz teorisine destek vermiş ve bu teoriye karşı çıkanların sapkın olduğunu iddia etmiştir.
Orta Çağ’da, dünya düz teorisi hala yaygın olarak kabul görmekteydi ve Kilise bu teoriyi destekliyordu. Ancak, Rönesans dönemiyle birlikte, bilim ve gözlem yöntemleri geliştirildikçe, dünya düz teorisi bilimsel olarak yanlış olduğu kanıtlandı. Bu dönemde, Galileo Galilei ve Copernicus gibi bilim adamları, dünya’nın küresel olduğunu savundular ve Kilise tarafından aforoz edildiler.
Günümüzde, Kilise resmi olarak dünya düz teorisini desteklemez ve dünya’nın küresel olduğunu kabul eder. Ancak, bu konuda bazı dini gruplar hala dünya düz teorisini savunmaktadır. Bu grupların görüşleri, bilimsel kanıtlara ve gözlemlere aykırıdır ve genellikle dini inançlar ve dogmalar üzerine dayanmaktadır.
Dünya küreseldir görüşü, modern bilimin kabul ettiği görüştür. Bu görüşe göre, dünya bir küre şeklindedir ve yüzeyi çoğunlukla su ve kara kütlesiyle kaplıdır. Dünya’nın küresel olduğunu gösteren birçok kanıt vardır, bunlar arasında uzaydan çekilmiş fotoğraflar, göktaşı düşmesi, gözlem ve deneyler bulunur.
Ancak, dünya düz müdür yoksa küresel mi tartışmaları hala devam etmektedir. Bu tartışmaların bir kısmı, sosyal medya ve internet gibi platformlarda ortaya çıkmıştır ve bazıları dünya düz müdür teorisini savunmaktadır. Ancak bu teori, bilimsel kanıtlara ve gözlemlere aykırıdır ve yeterli bir şekilde desteklenmez.
Geçmişte insanlar Güneş, Dünya ve Ay’ın şekilleri hakkında değişik görüşler ortaya atmışlardır. Örneğin Dünyanın şekli ilgili ortaya atılan görüşlerin bazıları şunlardı;
İlk olarak, Antik Yunanlı filozoflar dünyanın şeklinin küresel olduğu görüşünü savunmuşlardır. Bu düşüncenin öncüsü olarak sayılan Pythagoras, dünyanın şeklinin küresel olduğu görüşünü savunmuştur. Ayrıca, daha sonraki dönemlerde Aristotle ve Ptolemy gibi filozoflar da dünyanın küresel olduğunu savunmuştur.
15. yüzyılda, İtalyan kaşif Christopher Columbus, dünya’nın şeklinin küresel olduğunu savunmuştur ve bu nedenle Batı Hint Adaları’na doğru yelken açmıştır.
16. yüzyılın başlarında, İngiliz denizci Sir Francis Drake, dünya’nın şeklinin küresel olduğunu doğrulamak için yaptığı yolculuklar sırasında dünya yüzeyinin eğriliğini gözlemlemiştir.
20. yüzyılda, uzay çağı başlamış ve dünya’nın şeklinin uzaydan çekilen fotoğrafları da dahil olmak üzere birçok bilimsel kanıt, dünyanın küresel olduğunu doğrulamıştır.
Anaximenes’e göre (M.Ö. 585- 525) Dünya düz bir tepsi gibi olup hava içinde yüzer, Güneş ise ince bir yaprak gibi gökyüzünde hareket edermiş. Mısırlı bilim adamları da Dünya’nın tepsi biçiminde olduğunu, ortasında verimli bir çukurluk çevresinde yüksek dağlar olduğunu ve bu tepsinin suda yüzdüğünü ortaya koymuşlar.
Bir diğer görüş ise, Dünya’nın öküzün boynuzları üzerinde durduğu gibi bu yüzyıl için bize gülünç gelen inanıştır.
Thales, Dünya`nın daire şeklinde olduğunu ve etrafının sularla çevrili olduğunu düşünüyordu. Pisagor ,MÖ 590 lı yıllarda Dünyanın güneş etrafında döndüğünü ve Dünya’nın yuvarlak olduğunu ileri süren ilk kişiydi.
Ancak Pisagor’un bu dediğine bilimle uğraşan kişilerin dışında inanan olmamıştı. Pisagor, Dünya’nın şeklinin küreye benzediğini söyleyen ilk bilim insanıdır.
Aristo, Pisagor’dan İki Yüzyıl Sonra, gözlemleri sonunda Dünya’nın yuvarlak olduğunu savunmuştur. Bir çok bilim insanı Dünya’nın şekliyle ilgili fikirler yürütmeye devam ederken, Macellan, dünyanın çevresini dolaşarak, bu seyahatleri sayesinde hem Dünyanın şeklinin yuvarlak olduğu ispatlanmış hem de Dünya`nın çevresinin uzunluğu belirlenmiştir.
Yukarıdaki düşüncelerden de anlaşıldığı üzere insanlar meraklarını gidermek amacıyla sürekli araştırmalar yapmışlardır. Bilim insanları, uzay ve gök cisimlerinin gizemini çözmek amacıyla gözlem evleri kurmuş, teleskopu icat etmişlerdir.
Teleskop, gök cisimlerini gözlemek amacıyla kullanılıp Güneş, Dünya ve Ay’ın bilinmeyen birçok yönünü çözmemizi sağlamıştır.
Günümüzde, dünya’nın şekli hakkında yapılan bilimsel gözlemler, dünyanın küresel olduğunu doğrulamaktadır. Bu gözlemler, dünya yüzeyinin eğriliği, uzaydan çekilen fotoğraflar ve diğer verilerle desteklenmektedir.
Sonuç olarak, dünya’nın şekli ile ilgili tartışmalar tarihsel bir geçmişe sahiptir ve günümüzde bile devam etmektedir. Ancak, modern bilim dünya’nın küresel olduğunu gösteren birçok kanıta sahiptir ve bu görüş bilimsel olarak doğrudur.